Geldim gidiyorum, sensiz bu şehir
Yolların en sona erdiği yerde,
Yıldızlar akınca, beni hatırla.
Anıların hüzün verdiği yerde,
Güllere bakınca, beni hatırla.
Bir sırdır çözülmez aşkın ezeli,
Özünde hasret var, dışı bezeli.
Şu İstanbul denen şehrin güzeli,
Hasretim yakınca beni hatırla.
Nihayet duygusu içimi yerken,
Bir tadımlık yaza güz düştü erken,
Son vuslat düşüne kavuşmak derken;
Ayrılık yıkınca beni hatırla.
Nerede sevdamın coştuğu çağlar,
Önümde gurbet var, özümde dağlar.
Gönülden gönüle çözüldü bağlar,
Hasretten bıkınca beni hatırla.
Her düşün sonuna vuslatı ekle,
Nasıl derim sana yolumu bekle.
Akıbet bürünür bir meçhul şekle,
İlk akşam çökünce beni hatırla.
Yılardır bir gönül taşırım kurgun,
Ağırdır aşkından aldığım vurgun.
Gözyaşım kurudu, nehirler durgun,
Gök yağmur dökünce, beni hatırla.
Şayet şehir ise bensiz bu şehir,
Vefasız, vicdansız, densiz bu şehir;
Geldim gidiyorum, sensiz bu şehir,
Her şafak sökünce beni hatırla.
Hamit Hayal / Ümraniye / 05.02.2014