Gurbetim zahir

Seneler bir rüya, mevsimler rengin
Derin bir maziden yüzdür bu şehir.
Özgürlük yurdunun ufkunca engin
Gökyazı içinde düzdür bu şehir.

Ufuklar yol verir, rüzgârlar saçar
Dağlar aşka güler, gökler yol açar.
Kanadı kırık kuş kalmışsa naçar
Mevsimi değişmiş, güzdür bu şehir.

Gönlün sıcağında bir toprak ana
Aşkın gerçeğinden yakındır bana.
Methini söylerim destandan yana
İnsan kaderinde özdür bu şehir.

Bu sevda yurdunda maziyi anar
Bülbül hasret çiler, kızıl gül kanar.
Burda hava sıcak, topraklar yanar
Alevden, ateşten közdür bu şehir.

Gönen’i dokuyan eller ne mahir
Akl ile kudretin sonsuzmuş sahir.
Lisanca öz yurdum, gurbetim zahir
Söylenecek onca sözdür bu şehir.
            Hamit Hayal / 16.05.2023

Bir toprak ana

Seneler bir rüya, mevsimler rengin
Derin bir maziden yüzdür bu şehir.
Özgürlük yurdunun ufkunca engin
Gökyazı içinde düzdür bu şehir.

Methini söylerim destandan yana
Aşkın gerçeğinden yakındır bana.
Gönlün sıcağında bir toprak ana
İnsan kaderinde özdür bu şehir.

Kanadı kırık kuş kalmazmış naçar
Dağlar bize güler, gökler yol açar.
Bazen bir hasrettir, gözüme kaçar
Alevden, ateşten közdür bu şehir.

Göneni dokuyan eller ne mahir
Akl ile kudretin sonsuzmuş sahir.
Lisanca öz yurdum, gurbetim zahir
Söylenecek onca sözdür bu şehir.
                                Hamit Hayal

Bu gurbet şehir

Bu gurbet şehir
Cinnet ve cennetim, ilahi sürgün
Erilmez, kaderim bu gurbet şehir.
Neyleyim, alnıma yazılmış bir gün
Yerilmez, kaderim bu gurbet şehir.

Beni hep bekleyen bir yurdum orda
Hayallerim solgun, düşlerim morda.
Bu ayrılık yaman, bu hüzün zorda
Yenilmez, kaderim bu gurbet şehir.

Toprak mı yabancı, kader mi elde
Hislerinden yoksun bu yorgun belde.
Hep tatmak istedim ve tutmak elde
Verilmez, kaderim bu gurbet şehir.

Bu şehir bin kahır, bu şehir cefa
Bu hüzün yurdunda özlemdir sefa.
Nerdesin merhamet, nerdesin vefa
Denilmez, kaderim bu gurbet şehir.

Sisleri ötesinde ya da bir tülün
Bahtınız şah olsun, kaderden gülün.
Ne zaman ardına düştüm bir gülün
Derilmez, kaderim bu gurbet şehir.

Esirim, çözülmez kördüğüm bağla
Ey Gönen! Sar beni sevginden ağla.
Başka sevdalara köhne bir çağla
Girilmez, kaderim bu gurbet şehir.
              Hamit Hayal / 13.01.2013

Yaz vardır

Kuşu uçmaz, kervan geçmez ilimin
Şimdi güllerinde bin bir naz vardır.
Gönle firkat düşmüş, derdi dilimin
Destanında türkü vardır, saz vardır.

Verilmiş söz, bir güzelden aht almış
Sevenler mi bir gönülden taht almış.
Bu toprakta kaderinden baht almış
Neden fazla değil, neden az vardır?

Ne ocaklar söner, sonra vah düşer
Yanmış gönle ateşten bir ah düşer.
Bir hakikat, bu toprakta şah düşer
Elem vardır, hüzün vardır, haz vardır.

Ölmez dava ve gayeyle yarışan
Benim insanım var Hak’la barışan
Dost dost deyip topraklara karışan
Her sevdanın bir mayası, baz vardır.

Çöl yurduna gözyaşını dök açar
Kuru deme, bir rahmetle kök açar.
Yağmur göçer, bulut geçer gök açar
En sonunda aşka gülen yaz vardır.
                             Hamit Hayal

Vatan bu

Ekmek için ne insanlar göç etti
Dağlarında hüzün kaldı köyümün.
Nice yoksul bir akşamı güç etti
Bağlarında hüzün kaldı köyümün.

Gözyaşına sevda katan terince
Bu toprakta kim kavuştu erince?
Dertler vardır ince ince, derince
Sağlarında hüzün kaldı köyümün.

Anlatmaya ne güç yeter ne çevri
Boz dağlara erken düşer güz devri.
Hayat biter, başlar ömrün bin cevri
Ağlarında hüzün kaldı köyümün.

Sonsuz hasret, kalbimizde atan bu
Gülden çile, bülbülden tat katan bu.
Bize Hakkın verdiği aşk, vatan bu
Çağlarında hüzün kaldı köyümün.
                                   Hamit Hayal                 

1 2 3 6