Sen yoksan ne bahar, ne yaz dilemem

Sen gelmezsen dinmez bu kalp ağrısı,
Özümde yeni bir ateş yak ta gel.
Yenilmiş kalbimin bu son çağrısı,
Bir sabah, bir seher, bir şafakta gel.

Sevda kapısından bin ümitle gir;
Yıkanmış ve yanmış özde olmaz kir,
Yıldızlar düşerken gönlümden bir bir,
Bir sabah, bir seher, bir şafakta gel.

Bir asırdan daha uzun her anım,
Ben sensiz kalamam, yakar her anım.
Düşlerdeki sevdam, sultanım, hanım,
Bir sabah, bir seher, bir şafakta gel.

Yüzün hayalimde en güzel süstü,
Talihim mi döndü, bahtım mı küstü?
Ömrün son güneşi, son akşamüstü,
Bir sabah, bir seher, bir şafakta gel.

Tutan ellerim ol, gözüm ol gör de,
Kalmasın dünyadan ukde bu körde.
Beni düşün, sev de, düşle, aşk ör de,
Bir sabah, bir seher, bir şafakta gel.

Bir sırdır âlem de var mı bir çözen,
Her şey bir planda, var yazan, çizen.
Ne başka sevdam var, ne başka özen,
Bir sabah, bir seher, bir şafakta gel.

Yedirme sevdamı kurda diyorum,
Üzülmem kahrınca vur da diyorum;
Bir derdim var anla, dur da diyorum,
Bir sabah, bir seher, bir şafakta gel.

Yolar hangi yöne gider, bilemem,
Alnımda kadersin, artık silemem.
Sen yoksan ne bahar, ne yaz dilemem,
Bir sabah, bir seher, bir şafakta gel.

Hamit Hayal / Bursa / 06.02.2014

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir