Merhamet kucağında aşka bürünmüş toprak

Ey zirvesi göklerde, yaren dağların yurdu,
Coşkun ırmaklarından nur akan Anadolu’m.
Her biri bir gülistan, irem bağların yurdu,
Güzellikler diyarı, kalp yakan Anadolu’m.

Varsın olsun mihnetin saçlarımızda aklar,
Sevdandan vurgun yemiş bir ihtiyar milletiz.
Çok aktı ömrümüzde gözyaşından ırmaklar,
Belki kaderden hüküm, biz bahtiyar milletiz.

Ebedi hürriyete dikik bengi taşımız,
Biz yediden yetmişe bir ömrü edip feda.
Taat ve itaatten hiç kalkmadı başımız,
Allahtan sonra seni sevmektir dedik eda.

Gök kubbenin altında sonsuzluğa uçan kuş,
Kara toprak üstünde tüten ocakta dirlik.
Varmıdır idraklerde yenilmedik bir yokuş,
Peymanımız var bizim, Allah indinde birlik.

Bir vuslatın deminde şimdi oğullar, kızlar,
Yarınlarım var benim altın renkli başakta.
İnin göklerden yere bahtı kara yıldızlar,
Her gün yeni bir doğum, en ahenkli şafakta.

Nice nazarlar aldık, nice üflenmiş düğüm,
Tarih denen akışı belki bulduk yavaşta.
Mazimizdi yeniden istikbalde gördüğüm,
Yüksel ey Anadolu’m, hayat denen savaşta.

Seni ebed kılmaya milletçe ettik yemin,
Bazen ateşe döndü, bazen geç geldi yazlar.
Biz kaderin bizlere çizdiği yoldan emin,
Alp Aslandan bu yana hicran çalmadı sazlar.

Benliğimi bulmak var, uzandıkça köklere,
Akıp giden zamanda güzelliğince zarif.
Ulaşmak aşkımızla üstte mavi göklere,
Hep kaderden bekledik, bize etsin yol tarif.

Medeniyet mührümüz bir nişane tarihten,
Çizdiğimiz hudutlar sevdanın en engini.
Bir gün olsun kesmedik biz umudu talihten,
Gök kuşağından sunduk sevdamızın rengini.

İnsanımın en güzel kaderi Anadolu,
Bizi sana tarihte aşkındır bende eden.
Göklerinden yağmada, gönlümüz rahmet dolu,
Varoluş kavgamızın altında yatan neden.

Annenin göğsündeki süt kadar saf ve arı,
Merhamet kucağında aşka bürünmüş toprak.
Anadolu’m, vatanım, ey destanlar diyarı,
Uğrunda ölümlere dostça yürünen toprak.

                 Hamit Hayal / Gönen / 28.05.2013