Ehl-i iman bir asrın kundaktaki çilesi
İmanın sarsılmayan kudreti ile yetin,
Uyan yüce milletim, şafaktan önce uyan.
İçimizde bir savaş gamdan, kederden çetin,
Susturulmuş çığlığın var mı tonunu duyan?
Neden uzun geceler, şafak sökmüyor, niçin,
Bizi bizden çalan bir düzenin uşağıyız.
Şimdi savaş dağlarda değil sevdamız için,
Tarih yapan bir neslin yenilmiş kuşağıyız.
Gafletin cephesini, öze varmak düşünde,
Vatan coğrafyamıza vurup imandan mühür.
Dalga dalga yayılan zulmü yarmak düşünde,
Yenmeden olmayacak başlarımız dik ve hür.
Anladım ki sahipsiz vatan bir sahip arar,
Toprağı aşk edinip baktım garip ekene.
Belki henüz vermedi tarih kesin bir karar;
Kim varsa burda bizden önce garip sekene.
Biz bir millet olarak, neyi ve nasıl yaptık,
Bekleyen güçlükleri çözüyor mu aklımız?
Hiç şüphesiz var olan ve bir Allah’a taptık,
Hangi dillerde destan, kaldı mı bir saklımız?
Yine de ey ellerim, beynim birlikte çalış,
Bir gaflete dalmaya gelmiyor yalan dünya;
Masumiyet yenilir, mazlumda düşer, alış,
Belki hiç yetmeyecek bir günde kalan dünya.
Masumiyet nerede, hangi elde vurulur,
Nice günahkâr nefsi tatmin için eğilsek;
Bilmeliyiz yeni bir dünya nasıl kurulur,
Kim vatanın sahibi, sen, ben ve biz değilsek.
Akmalıyız dillerden, gönül etmeli zikir,
Uçurumdan dönmeli artık yenilmiş talih;
Bu millette tek yürek, aynı iman, tek fikir,
Yeni baştan yapmalı, yazmalı masum tarih.
Nice rüyalarımı zaman tehirler gibi,
Bize reva gördüler bir avuç cüce düşü;
Aşkın sonsuzluğuna akan nehirler gibi,
Ülkemi yeni baştan fethetmek yüce düşü.
Köhne ve kokmuş düzen ile hemhal hilesi,
Kolay değil yürümek Allah’a koşan yolda;
Ehl-i iman bir asrın kundaktaki çilesi,
Bitsin yüce Allah’ım, sen bize rahmet olda.
Elbet nice Fatihler, ne Yavuzlar çıkarak,
İlahi bir rahmetle yeşerecek han kökler;
Biliyorum ki bir gün gafletleri yıkarak,
Perdelenmiş gözlere kapı açacak gökler.
Hamit Hayal /Gönen / 14.06.2013