Düşeceğiz yollara, zamanın fethi yakın

Bir zamanlar tarihte ilahi şanla varken,
Kıskanırdı coşkunca akan nehirler bizi.
Toprağı vatan yaptık, talih nişanla varken,
Öptü, bağrına bastı yerde şehirler bizi.

Ezelde Hakla yandık, ebette Hakla yansak,
Düne bağlansa gönül zamanın nur selinden.
Dile gelse de zaman, Hakkı birlikte ansak,
Birlikte tutsak aşkın arşa varan elinden.

Düşmeyen hangi kale var gönlümüzde aşka,
Bilirim kuşatmadan hasretin her rengini.
Yarın ki dünya bile yaşanan dünden başka,
Bulacak sevgililer sevgiliyle dengini.

Tarih denen akışı tatmak var iken düşte,
İşledik insanlığın gönlüne hür nakışlar.
Her çocuk anar bizi ve anneler gülüşle,
Kolay olmadı sönmüş ocakları yakışlar.

Bir ibret aynasına dalıp bakan ela göz,
İnleyen yarasıyla bir melûlce kanarken.
Yüreğinde bir ateş, hâlâ diri yanan öz;
Sanki bir efsaneden alev alır anarken.

Talih döndü tarihte, garip kaldı adımız,
Sanki son secdesinde vuslat etti son hanlar.
Bir damla gözyaşını kucaklarken yâdımız,
Arz edildi ta arşa arzdan kutsal andımız.

Devirdik tek hamlede yere inmez başları,
Kucaklandı, emsalsiz ruhsat ile insanlar.
Bir nura kavuşturduk beden denen taşları,
Artık gönül dilinde buluşltu tüm lisanlar.

Biliyorum dünya da ne varsa hep çürüyor,
Nice düzenler var ki bir hamlede evrildi.
İrademiz dışında kader defter dürüyor,
Kalmadı saltanatlar, bir gün sessiz devrildi.

Ey bahtım; Sen yine de hakikat ile arın,
Ara bul, enginlerde bekler seni bir füsun.
Bu dünya kurulacak yeni baştan ve yarın,
Allahın inayeti yeter, gerekmez efsun.

Bu millet ile yine çekip de hasretle ah,
Tarihi yapmak için şafakta başlar akın.
Yine biziz zamanın beklediği zorlu şah.
Düşeceğiz yollara zamanın fethi yakın,

          Hamit Hayal / Gönen / 14.05.2013