Ayrılık sevenler için bir kader

Ayrılık sevenler için bir kader,
Deyip de gidişin, nereye kadar?
Sevdana adanmış yorgun ömrümü,
Yeyip de gidişin, nereye kadar?

Kesilmek bilmiyor içindeki hız,
Varlığımı verip, harcadığım kız;
Yüzümde güneşim, gönlümde yıldız,
Kayıp da gidişin, nereye kadar?

Ben seni katarım eski şanıma,
İnsaf et sevdiğim, girme kanıma.
Aşkına adanmış masum canıma,
Kıyıp da gidişin, nereye kadar?

Ne diyeyim, karşımdasın el gibi,
Yıkıp geçtin yüreğimi sel gibi.
Karlı dağdan tipi, boran, yel gibi,
Esip de gidişin nereye kadar?

Bu sevda giderek döndü harama,
Demişsin ki; “Bir daha hiç arama”,
Sen benim kalbimde onmaz yarama,
Değip de gidişin nereye kadar?

Baktım da ben ateşlere atana,
İsyan ettim, derdime dert katana.
Olur olmaz böyle bir gün şeytana,
Uyup da gidişin nereye kadar?

Ayrılık başlamış demek ta özden,
Ne zaman çıkardın sen beni gözden?
Sevdiğim ezelde verdiğin sözden,
Cayıp da gidişin nereye kadar?

Şimdiden yüreğim hüznüne daldı,
Derim ki yaratan verdi ve aldı.
Yılar, aylar bitti, bir gün mü kaldı,
Sayıp da gidişin nereye kadar.

İçimde derdim var, dışımda berem,
Benim yandığımca yanmadı Kerem.
Sen benim derdimin adını verem,
Koyup da gidişin, nereye kadar?

Hamit Hayal / Gönen / 28.07.2013