Anladım ki çok zormuş yıldızlara ulaşmak

İçime işlerken güz, ellerim üşüyordu,
Bir gurbet çağrısına uyduğumda, gitmiştin.
Karşımda bir solgun yüz, ellerim üşüyordu,
Yalnızlığı içimde duyduğumda, gitmiştin.

Ağla, içinde aşkın yorgun yüzüyle çürü,
Belki bulursun beni, gölgeme özün dalsın.
Sen artık yağmurların altında yalnız yürü,
Şimdi maziye göçmüş yıllara gözün dalsın.

Yıllar sonra atarken sensizliğe ilk adım,
Ve hâlâ bilmiyorum, seni neden sevmiştim.
Dilinden düşeceğim, anılmayacak adım,
Ben mazisi olmayan kalpsiz beden sevmiştim.

Sevin, mutluluğumu alıp gittin ya benden,
İsterdim her gecemde seninle gün ışısın.
Hüzün koktu sokaklar, aşkı çaldın ya bende,
Sen kısacık bir ömrün sonu gelmez kışısın.

Yeniden geri gelmek, düşün değmez mi aşka,
Hakikat olduğun gün, biter bütün rüyalar.
Seven bir hatır için boyun eğmez mi aşka,
Neden vardır dünyada sevda yüklü hülyalar.

Gözlerini boşluğa dik ve son defa inle,
Bana benim ardımdan ağladıysan gül artık.
Bir sevda hikâyesi, sonunu benden dinle,
Aslı Han’ın aşkından Kerem yandı, kül artık.

Gökteki yıldızların yalnızlığı var bende,
Sararmış yaprakların ümidi bitti çoktan.
Bir gönül tutkunluğun bulmadın mı sen bende,
Bir sevda cümlesine çoktan konuldu noktan.

Bir mum gibi eriyip bitme sırası bende,
Artık cesaret ister bir sevdaya bulaşmak.
Mutluluk senin olsun, gitme sırası bende,
Anladım ki çok zormuş yıldızlara ulaşmak.

Belki bu son baharın üşüten ayazı sen,
Ya kanarsa yüreğim, düşerse öne başım.
Saçıma yağan karın ıslanmış beyazı sen,
Birazdan sele döner, yakar beni gözyaşım.

Bu şehir kaderimin virane olmuş tahtı,
Birazdan düşlerimi alır gider bir tiren.
Seni sevmek suçundan karaladım ben bahtı,
Bir hicran şarkısına döner burada her siren.

Sen bensiz mutlu isen, yaşamak haram olsun,
Kırılsın tuttuğun dal, gülmesin sonsuz yüzün.
Boş ver bu sevda benim içimde yaram olsun,
Benim olsun kederler, benim olsun her hüzün.

Varsın benim kalbimde dirilsin bunca çığlık,
Varsın gelmesin geri, göçsün dünde kalanlar.
Bilmezdim ben sevdanın özünde bunca sığlık,
Bilmezdim dirilmede azap olmuş yalanlar.

Ben yaralı bir devdim, zapt edilmez, delice,
Oysa sen ellerimden bir anda akıp gittin.
Yalnız bir kere sevdim, zapt edilmez, delice,
Bir ümit bırakmadın, köprüler yakıp gittin.

Ötelerden bir yerde, dünyanın en ucunda,
Sevdam tarumar oldu, bir virane han şimdi.
Bir sıcaklık kaldı mı boşalan avucunda,
Sahipsiz, saltanatsız, geride bir han şimdi.

Hasretlerim bir çağa dolarken yudum yudum,
Aramızda bir duvar, yanışımı hayal et.
Dudağında solarken katre gül yudum yudum,
İlk ve son bir arzum var, yanışımı hayal et.

Neden bunca azamet, merhameti çok görme,
Sen de olursun elbet bir gün bir aşka muhtaç.
Bir kardelen misali, sevdamı hiç yok görme,
Ben seni düşlerimde şah ettim, başıma taç.

Yüreğimde acı var, gecelerimde kahır,
Eziyet çekenlerin duası ben de saklı.
Dilim isyanla yüklü, hecelerimde kahır.
Bilmiyorum Kerem mi, yoksa Aslı mı haklı,

Seni çok özlemenin ceylan gözlü yarası,
Bugün benden ruhumu alıp gidecek aşkım.
Sana armağan olsun sevgimin hatırası,
Gözlerim bir sonsuza dalıp gidecek aşkım.

Kan revan içindeki geceme selam olsun,
Yeniden doğmak olsa, yine seni severdim.
Aşkımız sevenlerin dilinde kelâm olsun,
Gül yine erken solsa, yine seni severdim.

Hamit Hayal / Gönen / 08.10.2013

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir