Ey gümüş şehir

Hayale daldığım bu gümüş şehrin,
Kudret ikliminde kanmaya geldim.
Adı Harşit olan sonsuz şah nehrin,
Ruhumda izi var anmaya geldim.

Ey şehir gördüm ki sarmış da dağlar,
İrem bahçesinde gül açmış bağlar.
Ayrılık yıl değil, sürse de çağlar,
Hayali hakikat sanmaya geldim.

Yıllar yılı yaktın beni narınca.
Anladım boş değil sevdan varınca.
Çok uzun yolda ben topal karınca,
Bahtiyar kalbimi sunmaya geldim.

Gönül dolu sevgilerle aktım ben,
Yükselen bir kudret ile yaktım ben.
Dönüp te arkama her gün baktım ben,
Hasretten arınıp, yunmaya geldim.

İnleyen bir nağme titreyen telde,
Bu gümüş şehirden hasret var elde,
Gurbette savruldum, kavruldum yelde,
Ah çekip derinden yanmaya geldim.

Hamit Hayal / Gönen / 27.02.2011

Bursa da gülüm hasta

En uzun mesafeler tükenmez derken Bursa,
Sabahın uykusunda daha çok erken Bursa.
Ben şafak yolcusuyum, Bursa’da gülüm hasta,
Bir sokak yokuşunda akıp giderken Bursa.

Demek ki vaktindeyiz, arzdan arşa bu çağrı,
Nurlaşan bir zamanın ezan dolarken bağrı.
Ben şafak yolcusuyum, Bursa’da gülüm hasta,
Çekilmez bir lodostan başımdaki son ağrı.

Son demi uykusunun, son ölümü bu anda,
En aheste uyanış sanki eski bir handa.
Ben şafak yolcusuyum, Bursa’da gülüm hasta,
Kimsesiz ve yalnızım Bursa denen cihanda.

Bütün ihtişamıyla Bursa ovasında gün,
Bugün biraz yorulmuş, sanki birazcık ölgün.
Ben şafak yolcusuyum, Bursa’da gülüm hasta,
İçimden gelen dalga çoktan körelmiş sürgün.

Nereden bilsin beni, başı gökte Uludağ,
En derin rüyasında, bunca asır, bunca çağ.
Ben şafak yolcusuyum, Bursa’da gülüm hasta,
Yorgunluklar içimde bir kör düğüm, bir kör ağ.

                    Hamit Hayal/ Gönen / 16.09.2010

1 5 6 7