Değişmez Aslı Han’ın Kerem’i yakma huyu

Ben senin gözlerinde rengini almış gülden,
Sabır denen kudreti dokumayı öğrendim;
Kerem niçin yanmıştı, niçin yakmıştı Aslı,
Aşk denen bilinmezi okumayı öğrendim.

Kaderde ne yazıyor, bulmaya çalışarak,
Meçhuller ülkesinde dost yürekten bir ülkü;
Yenildim ben özümde, hasrete çalışarak,
Bulamadım gönlünde vatanım olan mülkü.

Aslında duygularım birbirine karışmış,
Nedir beni özümden özüne mahkûm eden?
Sevgiler var bilirim, sevgiliyle barışmış,
Neden beni hep yaktın sevgilim söyle neden?

Kolay mı sanıyorsun, yüce katına varmak,
Bunca çöllerden geçip, Mecnun nasıl aşıyor?
Ben ömrümce diledim her an zatına varmak,
Demek ki aşk insanda bilinmezle yaşıyor.

Yürüdüğüm yolların menzilinde ay söner,
Karanlığın içine dalsam bir anda yorgun;
Bu kader çıkmazında bana kurtuluş öner,
Bekliyorum sonumu, yıkık bir handa yorgun

Coşkusunu yitirmiş, ömrün ırmağı durgun,
Yüreğim artık değil, aşka tutkun ve sağır;
Gözlerinden almışım kalbime onmaz vurgun,
Benim bahtıma yokta, bahtım mı bana dargın?

Bilmiyorum sonunda var mı bu aşka çözüm,
Ya da mahkûm edecek gözden akan yaşlara?
Derinden kanayacak, yanacak sensiz özüm,
Vuracağım başımı merhametsiz taşlara.

Güzeldi düşlerime cemalinin dolması,
Ümitle tutunmuştum, uzandığım dallarda;
Şimdi başıma bela bir sevdanın olması,
Hicran ve gözyaşı var, karalarda allarda.

Gönül dalgalarım var hırçın, rıhtıma vuran,
Yorulmuş kanatlarda aşkı taşımakta zor;
Artık ben değilim ki nice hayaller kuran,
Bir yangın yüreğimde, alevden, ateşten kor.

Zaten bu aşktan sonra, ben eski ben değilim,
Ömre sığmaz dünyamın küçüldü gitti çapı;
Bir yaşamak mı desem, ölmeye mi eğilim,
Kapanıyor yüzüme her gönülden bir kapı.

Bir sebeple meçhulde sevgiliyi aratan,
Düşmem için yaratmış deniz gözlerde kuyu;
Biliyorum, kalbimde ümidim var, yaratan,
Değişmez Aslı Han’ın Kerem’i yakan huyu.

                Hamit Hayal / Gönen / 27.05.2013